DİN
DİN VE DEVRİM :
Dinlerin oluşumu devrim ile gerçekleşir. İslam bir devrim dinidir. Muhammed ise devrimci bir Peygamber. Nihayetinde devrim; bir toplumu yeni bir ideploji, yeni bir siyasi kimlik, yeni bir Tanrı anlayışı ya da toplumu eskinin kılıfından çıkaran bir olgudur. Yapılan Dinsel devrimler ile bir başka topluluğun siyasi kimliği ya da Tanrı anlayışı nasıl değiştirilebilir gayet tabii sorulabilir. Şöyle ki , İslam ortaya çıktıktan bir kaç yüzyıl sonra İslam'ı yayma eğiliminde bulunan Sömürgeci Emevi devleti, Maveraünnehir kıyılarında yüzbinlerce Türk'ü katletmiş, kadın ve çocukları esir (cariye) olarak almıştır. Türkler'i o dönem güç olarak bastıran Emevi devleti, İslam'ı Türkler arasında yayma fırsatı yakalamıştır. Bu gelişme İslam dininin Türkler arasında yavaş yavaş tanınmasına neden olmuştur. Emevi'nin bu noktadaki amacı İslam'ı yaymak, farklı milletleri mevali kimliğine büründürerek onların siyasi ve dini kimliklerine el koymaktı. Bu noktada anlaşılıyor ki Dinsel devrimler siyasi kimlikleri ve Tanrısal inanışları gayet tabii değiştirebilir.
Lakin yapılan devrimler zamanla otoritesini ve işlevini kaybedebilir. Bu siyasi soyal ya da dinsel bir devrim olabilir. Bu kavramların zaman içerisinde değişiklik göstermesi halkta bir takım rahatsızlıklar ya da memnuniyetler oluşturabilir. Bunlar geçici ve ya neşr değildir. Lakin Dinsel devrimlerin değişime uğraması demek içerisinde yaşanacak bir dünyanın kalmaması demektir. Çünkü Dinlerin ortaya çıktıkları ilk gün ki gibi günümüze ulaşamayacağı, içerisinde şeytanında adı geçen kutsal kitapların tahrif edilmeden günümüze kadar ulaşma olanağının çok az olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. O yüzdendir ki Din eğer işlevini kaybetmişse afyondur.
İSLAMİ REFORMİTE:
Günümüzde artık mevcut insan bakiyesini beğenmeyen bir İslam ile karşı karşıyayız. Her şeyden ziyade İslam hukukunu günümüz reformları ile güncelleyememiş, İslam'ı 1400 yıl önceki orta çağ düşünürlerinin bile reddettiği sığ ve dar bir kalıba sıkıştıran ve ilerlemesini engelleyen Arap öz kültürü ile neşrolmuş Şerî hükümler ile sınırlandırılmaktadır. Bu yüzdendir ki İslam'ın ilim ve bilime olan katkısı 13. yy'dan sonra herhangi bir yol katedememiştir. Bu yıllara kadar Cezmîler, Nevailer, Hayyamlar, Bektaşiler, Yeseviler yetiştiren İslam dini bugün mevcut insan bakiyesini beğenmemekte ve tabiri caiz ise bakiyesini ahmak olarak nitelendirmektedir.
Yorumlar
Yorum Gönder